Emektar ellere mecburuz yaşamak için. Güneş sarısı ovalardan, kiremit kızılı kasabalara, geleneği örenlerin ellerine bakar dururuz. İsmi fısıldanır gibi ürpererek insanoğlu, merakla arayacak kültürün insanca halini.
Emektar ellere meftunuz sevmek için insanı. Çınladıkça köçekçe ziller, asırlar aşırı duyumsanacak doyasıya Anadolu. Dördüncü Mehmet’in oğullarının sünnet düğününde sırmalı ipekli fistanlı köçekleri Evliya Çelebi nam seyyah “yetmiş tastan, feleğin çemberinden geçmiş” diye buyurur. Bu hikaye üstad Ulvi Cemal Erkin’in notalarında bir Kurtuluş Destanına bağlanıyorsa yadırgamayın. Bu efsaneler Anadolu’nun efsunundandır. Sözün özü, masallar yarı gerçek yarı hayal. Lâkin masal bile emek istiyor, ey okur.
Eğri oturup doğru konuşalım: emek harcanmadıkça mahcubuz şu hayatta!..