Nick Merdenyan’ın, nam-ı diğer Nick Abinin büyülü, bir o kadar da huzur veren, Kapalıçarşı’daki yerine doğru yol aldık. Kime sorsak ‘’Aaa, Nick mi, yapraklarla uğraşan değil mi?’’ cevaplarıyla karşılaştık. Doğru! Yapraklarla uğraşmak… Ama ne uğraşmak! Semavi dinlerin ortak öğretilerini yapraklara nakşetmek, bu dinlerin misyonlarını yapraklara yüklemek! İşte bu yüzden ‘’misyoner yapraklar’’ ismini veriyorum, diyor Nick abi. İslam öğretileriyle başlamış, sonrasında Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm de eklenmiş öğretilere. ‘’İslam’la başladık, çünkü bu bir İslam sanatı.’’ diyor. Yapraklarla tanışma hikayesi bu güzel zanaat, sanat ikilisi kadar orijinal.
Bizi Biz Yapandan Bizi Bir Yapana
“Burada dört katman var: Bir, Doğu yaratıcılığının en eski hünerleri, güzel şeyler; iki, eskiden ‘sanayi’ denilen lonca düzeninin eski ve en seçme eserleri; üç, en yeni teknoloji ve isteklere göre üretilen tasarımlar; dört, gelmiş geçmiş tarih boyunca en değerli hammaddeler; altın, gümüş, elmas ve benzerleri”*
- 15.12.2016
- Emine Nural Öztürk
Peki nedir bu yaprakların gizemi? Florida’dan geliyor Difenbahya yaprakları. Özenle kurutuyor yaprakları Nick Abi. İlk üç ay daha nemli olduklarından, haftada bir yerlerini değiştirirken, ilerleyen zamanlarda bir iki haftada bir değiştiriyor. Böylece kurutma işlemi özenle devam ediyor. Peki nereden geliyor bu işin ritüeli? Tamamen tecrübe…
Bu yapraklar sihirli… Sevgi ve hoşgörü saçan, enerjisini gittiği evlere odalara yayan yapraklar. Nick Abi özenle işliyor yaprakları, her biri birbirinden değerli sanat eserleri. Genellikle sipariş üzerine çalışıyorlar, tüm bu eserleri sertifikalandırıp yanında bir de belgeselini veriyorlar! Böylelikle ilk aşamadan son aşamaya kadar görebiliyorsunuz.
Peki neler yazıyor bu esrarengiz yapraklarda?
"Ayete’l-Kürsi" ve çeşitli duaların yer aldığı bu yaprakta, büyüteçle bakılan yerlerdeki minik harflerin yazı şekline “toz yazı” deniyor ve kedi kılı fırçasıyla yazılıyor. Bir iki dakikalık sürelerle yazılıyor, ara verilip tekrar yazılıyor. Yani aslında sabrın, inceliğin ve zarafetin sanata dökülmüş hali.
Bu yaprakta ise üç büyük semavi dini sembolize eden yazı ve figürler var. Aynı daldan çıkan farklı birer gül hepsi, ve de aynı zamanda aynı kökte birleşebilen üç büyük değer. Ne güzel bir mesaj ne güzel bir öğreti…
Tüm bunlar ve Kapalıçarşı’nın büyülü atmosferi, insanı masallarda gibi hissettiriyor. Hipodromların ahırı olarak yapılmış bin yıllık bir bedestenin günümüzdeki akislerini capcanlı görebilmek muazzam bir deneyim!
Hala esnaf dayanışmasını yaşamak, insanların derdiyle hemhal olup onların mutluluğuyla sevinç duymak, kültür tozlarını genzimize kaçırmak, tarihi yaşamak, yaşamak ve yaşamak…
Nick Abinin yapraklarında yazanlar, yazılmasına vesile olan değer bütünleri, Nick Abi ve tüm bunlar biziz. Bu yapraklarsa bizim rüzgarımızı; gittiği ülkelere, şehirlere, evlere, odalara ve bambaşka hayatlara taşıyor. Böylelikle o insanlarla birlik oluyoruz, bir oluyoruz. Bu, “bizi biz yapanın; bizi bir yapma süreci”. Nick Abi, lüle taşı sanatçılığından “Yaprakların Şefi” olma yolculuğunda bizlere yapraklarıyla birlikte sevgi ve hoşgörü kardeşlerinin muazzam birlikteliğini de tattırmış oldu. Ne mutlu Nick Abiyi tanıyanlara, ne mutlu yolu sevgi, hoşgörü ve maneviyatta buluşanlara, Nick Abi var ol, çok ama çok yaşa!
*Küçükerman, Ö. (2010). Kapalıçarşı. NTV İstanbul Ansiklopedisi.
Benzer Yazılar:
Adımladıkça adımlayası gelir insanın. Yazmak misali; her dize, üreyerek devam eder. Bir Cumartesi sabahı ne yapmalı sorusu ile boğuşuyorsanız, yolculuğunuza eşlik edecek bir arkadaşınızı alarak yola koyulun derim.
Devamını OkuSultanahmet Meydanı’na bir dahaki gidişinizde, Antik İstanbul Hipodromu’nun tam üzerinde durduğunuzu hatırlayın ve Delfi Kahini’nin üzerine oturup Apollo ile konuştuğu yılanlı sütunun yanı başınızda olduğuna dikkat edin!..
Devamını Oku