Doğu ve Batı’nın kültürel değerlerinin kaynaştığı, herkese kucak açan sıcacık güzel İzmir… İzmirli olsun olmasın herkes bu şehrin boyozunu, gevreğini, zeybeğini, saat kulesini bilir. Ama İzmirlilerin bile gözünden kaçan güzel sokaklardan biridir İsmet İnönü Sokak. Şehrin sokaklarını keşfetmeyi sevenler için güzel bir keşif burayı bulmak. Ardı ardına dizilmiş evleri görüp bir yandan tarihi koklarken bir yandan da şehrin hatıralarına misafir oluyorsunuz. Sokak, her ne kadar ticaretin ve esnafın kalbinin attığı yer olan Kemeraltı çarşısına yakın olsa da dar sokakların ardında kalmasından dolayı çok uğrak bir yer değil. Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı merhum İsmet İnönü’nün 1884 yılında doğduğu evin burada bulunması sokağı değerli kılan etkenlerden biri. İsmet İnönü “Hatıralar” kitabında İzmir anılarını şöyle anlatır:
“Altı sene, askeri tahsilin yıl sonu tatillerini İzmir’de geçirdim. İzmir’e dayımın yanına, sılaya gidiş, benim için bahtiyarlık ve açılıp, serpilme fırsatı olmuştur. Değirmen Dağındaki küçük, mütevazi ev, denize karşı, hala bana dünyanın en güzel köşkü gibi görünür. Dinlenirdim, gezerdim. Fransızca gazeteler okur –Le Matin-, memleketimin dört köşesinde fevkalade bir hadise varsa, onu öğrenir takip ederdim. Nihayet, gelecek sene dersleri için biraz hazırlanır, bazen dil dersi de alırdım. Küçük dayım doktordu, edebiyat meraklısıydı. Onunla beraber bulunmak da bana zevk verirdi. Bizim nesil, açık ve kapalı edebi eserlere ve hareketlere düşkündü. İstanbul’da ve İzmir’de yasak olan bütün edebi eserleri, taşbasması olarak, köşe başlarından satın alırdık. İstediklerimizi İstanbul’da Tünel başında satılan eski kitaplar arasında çok zaman bulurduk."